Kürt Çalışmaları Merkezi’nin Rawest Araştırma ve Yaşama Dair Vakıf ile birlikte yürüttüğü “Türkiye’de Genç Kürt Olmak: Gençleri Tanımak ve Anlamak” başlıklı araştırmanın sonuçları, çevrimiçi bir toplantı ile kamuoyuna açıklandı.
İngiltere Büyükelçiliği ve Heinrich Böll Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği’nin desteğiyle yürütülen çalışmayı Medyascope’tan Gülçin Karabağ haberleştirdi.
Medyascope’taki haberi aşağıya alıntılıyoruz:
“Kürt gençlerinin sorunlarını ve beklentilerini, Türkiye gençliğiyle karşılaştırmalı bir biçimde saptamayı amaçlayan çalışma kapsamında, bir yıldan uzun süren bir saha araştırması yapıldı. Bu kapsamda farklı illerde odak grup görüşmeleri ve anket çalışmaları yapılarak geniş bir örneklem oluşturuldu.
Kimlik, kültürel yapı, göç, ayrımcılık, anadil, sekülerleşme ve de-radikalleşme başlıklarında önemli sonuçlara ulaşılan çalışmanın dikkat çeken sonuçları şöyle:
Kürt gençleri Kürt kimliklerini de muhafaza ederek evrensel değerlerle bağ kurarken dini inançlarına vurgu yapmayı da sürdürüyor. Kürt gençlerinin çoğunluğu kendilerini Müslüman (yüzde 47,6), Kürt (yüzde 46,6) ve özgürlükçü (yüzde 33,8) olarak tanımlıyor.
Kürt gençleri toplumsal cinsiyet eşitliği ve sekülerlikte Türkiye’nin geri kalanından ileri bir noktada
Araştırmaya katılan Kürt gençlerinin yüzde 64,6’sı kadınların istediği saatte dışarı çıkabilmesini savunurken yüzde 58,4’ü “Cemevleri ibadethane olarak tanınmalı” diyor. Bu ortalama, Kürt gençlerinin parti tercihlerine göre ciddi bir farklılık gösteriyor. Buna göre Adalet ve Kalkınma Partisi’ni (AKP) destekleyen Kürt gençlerinin yüzde 37’si, Halkların Demokratik Partisi’ni (HDP) destekleyen Kürt gençlerinin ise yüzde 72,5’i kadınların istediği saatte dışarı çıkabilmesini savunuyor.
Kürt gençlerin yüzde 44’ü Türk bir sevgilisinin olmasını istemiyor
Kürt gençlerinin neredeyse yarısı Türk bir sevgilisinin olmasını istemiyor. Araştırmanın bu sonucu bir arada yaşam, birlikte bir gelecek kurulması isteği ya da isteksizliğine dair önemli bir veriyken, Kürt olmaktan kaynaklı ayrımcılığa uğrama endişesini göstermesi açısından da kritik. Araştırmanın ayrıntılarına göre, “Türk bir sevgilim olmasın” diyen Kürt gençleri içinde ayrımcılığa maruz kalanların ve göç tecrübesi olanların yoğunlukta olduğu görülüyor.
Kürt gençleri geleceğe dair daha karamsar
Kürt gençleri ile Kürt olmayan gençlerin hayat memnuniyeti açısından benzerlikleri ve farklılıklarına bakıldığında, araştırmanın bulgularına göre Kürt gençlerinin genel olarak geleceğe dair daha karamsar oldukları sonucuna varılıyor. Kürt gençlerinin bulundukları şehirde, ülkede yaşamaktan memnuniyetleri de diğerlerine göre daha düşük bir seviyede.
Yüzde 44’ü Twitter kullanıcısı
Kürt gençleri interneti, özellikle de Twitter’ı yaygın bir biçimde kullanıyor. Twitter kullanımında Türkiye ortalaması yüzde 29,7 iken Kürt gençlerinin yüzde 43,7’si Twitter kullanıcısı. Son yıllarda Twitter’ın politik tartışmaların döndüğü bir sosyal medya mecrası olduğu düşünüldüğünde Kürt gençlerinin neredeyse yarısının Twitter kullanıcısı olması hem ana akım medyaya bir alternatif arayışının hem de politik gündemle yakın ilişkinin birer göstergesi olarak yorumlanabilir.
Kürt gençleri için Amedspor’un sembolik önemi var
Kürt gençlerinin dinledikleri sanatçılara bakıldığında, benzerliklerin yanı sıra hem Türk gençlerinden hem de üst nesillerdeki Kürtler’den farklılıklar olduğu görülüyor. Kürt gençleri için Amedspor’un sembolik bir önemi var. Amedspor futbol takımları arasında “dört büyükler” kategorisinde görülüyor.
Kürt gençleri için “göç” diğer gençlere oranla daha önemli bir gerçek. Kürt gençlerinin yarıdan fazlasının göçe dair bir tecrübesi var ve yarıdan fazlası da doğup büyüdükleri yerden ailesi olmadan göç etmiş. Kürt gençlerinin göç etme sebepleri yüzde 42,9 oranında eğitim, yüzde 44,8 oranında da iş.
Kürtlük gençler arasında “yeniden keşfedilerek sahiplenilen bir kimliğe” dönüşüyor
Türkiye’nin batı illerinde yaşayan ve araştırmaya katılan her beş gençten ikisi batı illerinde doğup büyümüş. Her beş gençten biri de 10 yıldan fazladır Türkiye’nin batı illerinde yaşadığını belirtiyor.
Göç eden ya da batı illerinde doğup büyüyen Kürt gençlerinin memleketleri ile kurdukları ilişkiye dair araştırma sonuçlarına bakıldığında, son beş yılda Kürt gençlerinin memleketlerini gidip görme, kültürel değerleri öğrenme ve değerlere sahip çıkma eğiliminin arttığı anlaşılıyor.
Kürt gençlerinin yaklaşık yüzde 70’i Kürt kimliği sebebiyle ayrımcılığa uğradığını söylüyor
Kürt gençleri en çok üniversite ortamında ayrımcılığa uğradıklarını belirtiyor. Kürt gençlerin anadillerinde konuşmaları üzerine karşılaştıkları tepkiler ayrımcılığı gösteren önemli bir nokta. Batı illerinde Kürtler’e karşı önyargı sebebiyle ayrımcılığa uğradığını düşünen Kürt gençlerine göre, sosyal medya ayrımcılığın en çok kendisini gösterdiği alanlardan biri.
Gençlerin aktardığı ayrımcılık deneyimlerine göre, Kürt olmanın kültürel öğelerini yaşamakla politik Kürt kimliğine sahip çıkmak arasında farklılık var. Politik olarak Kürt kimliğine sahip çıkmak ve bunu göstermek bir kriz yaratıyor ve ayrımcılığa özellikle maruz kalınan alanı oluşturuyor.
Genç Kürt kadınları kendilerini önce kadın kimliğiyle, sonra Kürt ve muhalif kimlikleriyle tanımlıyor
Kürt gençleri arasında genç kadınların Kürtlük ve ayrımcılıkla ilgili kendilerine özgü tecrübeleri mevcut. Başörtülü genç kadınlar ise hem başörtülü oldukları için muhalif kimliğe sahip olamayacakları önyargısı ile hem de HDP’ye atfedilen “din karşıtı” görüntü üzerinden HDP’li olmaya yönelik eleştiriler ile mücadele ediyor. Genç kadınların Kürt kimlikleriyle kurdukları ilişkide yaşadıkları şehirler de bir farklılığa sebep oluyor. Güneydoğu’da yaşayan genç kadınlar kültürel değerler üzerinden Kürt kimlikleriyle daha sıkı bir bağ kurarken batı illerinde yaşayan genç Kürt kadınlar ise kimliklerini daha politik bir hat üzerinden yaşıyor.
Kürt gençlerinin en önemli sorunu yüzde 38,4 oranıyla anadil meselesi ama gençlerde Kürtçe’nin kullanımı yerini Türkçe’ye bırakıyor
Kürt gençlerinin yarısı anadillerini iyi bildiklerini söylüyor ama gündelik hayatta çoğunlukla Türkçe’yi kullanıyor. Kürt gençler daha çok ebeveynleri ile anadillerinde konuşurken arkadaşları arasında ya da eş ve sevgilileri ile sadece anadillerinde konuşanların oranı oldukça düşük. Kürt gençlerinin batı illerine göç etmiş olması, anadillerini öğrenememiş olmaları ya da öğrenmiş olsalar da kullanmadıkları için unutmaları Kürtçe’nin aktif olarak gündelik hayatta kullanılmasını zorlaştırıyor. Buna rağmen Kürt gençleri önceki kuşaklara göre anadilde eğitim ve Kürtçe’nin resmi dil olması taleplerini daha yüksek sesle dile getiriyor, yani anadilin çeşitli sebeplerle daha az kullanılması politik olarak anadil talebini zayıflatmıyor.”